Bu Blogda Ara

3 Haziran 2014 Salı

İŞ-EV VE KIZIM ÜÇLÜSÜ :)

Uzun zamandır bloguma girip bakamıyordum. Tam blogumu kurmuş onunla ilgileneyim derken; Şu anki çalıştığım şirketten görüşme için aradılar. İş için gidip görüştük ve anlaştık.  13 Mart 2014 tarihinde Ünlem Sigorta & Ing emeklilik şirketinde işe başladım. Uzun zamandır rahatlığa eve alıştığım dan benim için ilk zamanlar çok zor oldu. Kızımdan ayrılmak filan çok zor olmuştu. Ama kızımın geleceği ve iyiliği için çalışıp ona daha kaliteli bir hayat sunmam gerekir. Kızım şuanda 15. aylık oldu :) daha yeni 2 haftadır yürümeye başladı ve her şeyin farkında. Çalıştığım dan mıdır bilmem ama hareketleri çok asi her şeye sinirleniyor en ufa bir şey de elini kaldırıp mıdırdanıyor. Bu hareketlerine ne kadar üzülsem de kızımı çok sevimli yapıyor. Kızım 8 aylıktan itibaren ''anne'' demeye başlamıştı hala ''anne'' kelimesinden başka bir şey söylemiyor. Küçük kardeşim Ahmet'in adını ezberlemiş birde.. Gözden kaybolduğu an ''annet, annet'' diye bağırıyormuş bunlar annem anlatıyor.. :).. Sabah erken kalkıp önce iş akşam kızım gece evim 3'lüsü arasında hızlı bir hayat yaşıyorum.. Umarım herşey yolunda gider :)... bu seferlik yazımı burada sonlandırıyorum bi dahaki sefere görüşmek üzüere ... :) 

10 Mart 2014 Pazartesi

Prenseslerin Seçimi TÜTÜÜ :)


Meleğimin doğum günüsü için kendi el emeğim olan tütü yapmaya karar verdim.. Doğum günü konseptimiz minnie mouse olduğu için renkelerimiz pembe idi. Sonra araştırmalarımda badisinide nasıl süsleyeceğimi öğrendim..

Buda tütümüzün en son süslenmiş ve bitmiş hali.. Sonuç ortadaki üstesinden gelemieceğim iş yok.. :) Bu işte el becerimin olduğunu düşünüyorum.. Ve bunları sipariş üzerine yapmayı düşünüyorum.. Umarım herşey istediğim gibi oLur :)Siparişler için buraya mesajlarınızı bekliyorum :)
beğenip ve yaptırmak istiyenler için mesajınızı bekliyorum ...

8 Mart 2014 Cumartesi

Doğum günü menümüz..

Kızımın 1. yaş günü için ikramlara karar vermem biraz zor oldu... Çünkü böyle bir organisazyon küçük te olsa benim için bir ilkti....
  • Cupcake
  • Şeker hamurlu kurabiye
  • Peynirli tepsi böreği
  • Kaymaklı ekmek kadayıfı
  • Semra ablam usulü harika Kadayıflı tatlı
  • Aşk topları
  • Ev yapımı puf kurabiye
  • Kartopu tatlısı
  • Ve muhteşem yaş pastamız 

13 Aylık Bebek Gelişimi

13 Aylık Bebeğiniz Şunları Yapabilir

Bu aya dek kesintisiz gece uykuları olan bebeğinizin, bu ay uykuları bölünmeye başlayabilir. Artık rüya görmeye ve bundan etkilenmeye başlamıştır. 
Keşfetmek en sevdiği şeydir. Dünya onun için sürprizlerle dolu ve keşfedilmesi gereken bir yer. Aklından şunlar geçiyor; “Buna dokunsam ne olur? Peki ya şunu devirsem? Buraya çıksam mı?” Yetişkinler için basit görünen bir hareketi defalarca yapmaktan hoşlanır. 
Bu dönemde anneye bağımlılık artar. Bebeğiniz sizden ayrılmak istemeyebilir ve ayrılmanız gerektiğinde arkanızdan ağlayabilir. Bu durum genellikle 18. aya kadar artarak devam eder ve sonra giderek azalır. 
Bardaktan tek başına su içebilir. Genellikle döker ama bu şekilde öğrenecektir.

Bebeğinizin hareketleri arttıkça vücut yapısında bazı değişiklikler gözleyebilirsiniz. Öncelikle tombul kol ve bacakları incelmeye başlayacak, bazı zamanlar yemek yemeyi de istemezken bazen çok aç olacaktır. Kilo alma hızı yavaşlayabilir

Bebeğim Ne Zaman Yürüyecek?

Çoğu bebek bu dönemde yürümeye henüz başlamış veya çok dengesiz 1-2 adım atıyor olabilir. Yürürken dengesiz ise peşinden gidilen ufak itme arabası tarzı oyuncaklar yardımcı olabilir. Eğer bebeğiniz henüz kendi başına yürümüyor, mobilyaların etrafında sıralıyorsa biraz daha sabretmeniz gerekiyor demektir.
Bazı çocuklar 18 aylık olana kadar yürümeyebilir. Her bebeğin kendine özgü gelişme özellikleri vardır. Endişeleniyorsanız bebeğinizi takip eden doktorunuza durumunun normal olup olmadığını danışın. 

13 Aylık Bebeğinizin Gelişimini Nasıl Destekleyebilirsiniz?

Gece uyandığında, ona sarılın, sakinleştirin ve uyku rutininizi uygulayarak yeniden uyumasını sağlayın. 
Dışarı çıkarken yanınıza aldığınız çanta eskisine kıyasla ağırlaşır. Artık küçük bir insanla geziyorsunuz, yanınıza ona uygun yiyecekler, hoşlandığı oyuncaklar, bolca ıslak mendil-bez-kıyafet, süt, su, biberon, suluk ve bu gibi şeyler almayı unutmamalısınız. 

Bebeğinizle Nasıl Oynayabilirsiniz?

Saklambaç en sevdiği oyunlardan biridir. Ona “Neredesin?” diye sorarak oyunu başlatabilirsiniz. Bulamıyor gibi yapmanız ve aramanız sonu gelmeyen kahkahalara neden olur. Sonra siz saklanırsınız ve sizi bulduğunda başarmış olmanın sevinciyle güler. 
Herhangi bir oyuncağıyla al-ver oyunu yapabilirsiniz. Size verdiğinde teşekkür eder, sonra ona geri verirsiniz. “Anneye çorabını getir” diyerek farklı eşyaları öğrenmesini sağlayabilirsiniz. Kâğıt-kalem vererek, tutmayı öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz.  
Bebeklerde Yemek Seçme
Bu aylarda bebeğinizin iştahı azalmış olabilir. Endişe etmeyin, çünkü büyüme hızı yavaşladığı için daha az gıdaya ihtiyaç duyabilir, bu dönemde arka arkaya diş çıkarabilir. 
Ona yemek konusunda baskı yapmayın. Kabul etmiyorsa doymuştur, ona güvenin. Bırakın ne kadar yiyeceğine o karar versin. Siz ona sağlıklı seçenekler sunarak ne yiyeceğini belirleyin. 
Çocuğunuz yemeye meraklı olduğunda ona bir kaşık verin. Kaşığı attığında neler olacağını merak edebilir, hatta parmaklarını kullanarak sizi rahatsız etmek de isteyebilir. Yerken etrafı kirletme bu aşamada sık rastlanan bir durumdur. Büyük boy bebek önlüğü kullanın ve yemek sandalyesinin altına geniş bir örtü koyun.

13 Aylık Bebek Konuşması

Yürümeye başlayan çocuğun sözlüğünde birkaç kelime yer almakla birlikte hızla gelişmeye açıktır. Anne ve baba kelimelerine ek olarak sıklıkla ilk kelimeler kamyon, araba, kitap, ördek, köpek v.s. gibi ilgisini çeken şeyler içindir. Bu kelimeleri bebeğinize tekrar etmeniz çok önemlidir. Bebeğinizin bu kelimenin nasıl söylendiğini ezberlemesi yanında pekiştirmekte olup ona gurur ve başarı övüncü vermektedir. 

Dil gelişmesini sağlayan en önemli araçlardan biri daima kitaplardır. Anlamadığını  düşünseniz de bebeğinizin ilgisini çekeceğini tahmin ettiğiniz kitapları alın, yalnız sabırlı olun, bebeğiniz aynı kitabı tekrar tekrar ezberleyinceye kadar okumanızı da  isteyebilir.

Yaz kapıda ECRİN parkta :))


Kış mevsiminin son zamanlarını yaşıyor olmakla beraber güneş yüzünü göstermekte bulunuyor... Tabi bu yalancı güneşli havayı fırsat bilen yaramaz kızım Ecrin dışarı çıkabilmek için can atıyor.. 
Tabi bende meleğimi kıramayıp 100 metre uzaklıkta olan çocuk oyu  parkımıza kızımı götürüyorum..
Yavrum parkın kapısından girişinden bile o kadar çok mutlu oluyor ki anlatmaya kelimeler yetmez..
Tabi bende kızımın bu mutluluğuna şahit olunca ben daha ayrı bir mutluluk yaşıyorum :)
Yaz gelince halimiz ne olur hiç bilmiyorum... Kızım mutlu olsun yeter ki :) 


Buda Güneykent Şelale parkından;

Meleğimm 1 Yaşında

Meleğimin 1. yaş günü için hazırlıklara tam 2 ay önceden başladım. Elimden geldiği kadar yukarıdaki tablo meydana çıktı :)..

Doğum günü hazırlıklarımız için adım adım ilerledim..
  • Önce 1. yaş günümüze uygun bir temaydı. Ben minnie mouse temasını seçtim.
  • Daha sonra Banner 
  • Davetiye
  • Temaya uygun branda
  • Cupcake topikleri
  • Peçete etiketleri
  • Fotoğraf banner(kızımın ay, ay gelişim resimlerinden oluşan bir banner)
  • temaya uygun balon 
  • süslemeler 
  • Ve ikramlar  
İşe ilk önce banner yapımı ile başladım.

 Kapı afişimiz


 Fotoğraf bannerım ve balonlarım :) Balonlarımızı Prımemall daki Balon evinden aldık.. Konseptimize uygun tabiki :)



 İkramlarımız :) yapımı 3 gün sürdü.. Bu 3 günde yanımda bulunan ANNECİĞİME sonsuz teşekkürlerimi iletirim..
 Kızımın doğum günü pastası :) Dedemizin kesesine bereket versin :) Pastamız dedemize aittir...
Davetiyemiz



Ve doğum günümüzden mutlu kareler :)
  İsmet dayımız
 Kızımın doğum günü hediyeleri :)

 uğurcan dAYIMIZ :)




İLK HEYECAN

19 Şubat 2013 bir Salı günüydü. Eşim ve ben hastaneye gidip artık kızıma kavuşacağım günü öğrenmek için sabırsızlanıyorduk. Sabah erkenden kalkıp hazırlanıp hastane için yola koyulduk. Hastaneye varmıştık zaten randevumuz olduğu için direk içeri muayeneye girdik. Her zaman ki gibi doktorum o güler yüzlü sevecenliğinle bizi karşıladı. Eşim doktorumla sohbete başladılar ben ise Arzu hanımın yardımıyla sedyeye uzandım. Az sonra doktorum yanıma geldi ve kızıma baktı. Ve bana direk eviniz yakın mı diye sordu. Ben ise hayır uzak diye yanıt verdim. Sebebini sorduğumda ise bana artık son haftada olduğumu söyledi. Yani 39. Haftama girmiştim. Geçen haftaki muayenem de doktorum her şeyin normal ve yolunda gittiğini söylemişti hatta kızımın doğum yoluna girdiğini her an her şey olabileceğini söylemişti. Ama bu haftaki muayenemde kızımın tekrar ters dönüğünü ve makata geldiğini söyledi. Eğer evde aniden suyum gelirse benim ve kızım için hayati tehlike olacağını söyledi. Doktorumun sözleri direk aklıma ‘’sezaryen’’ korkusunu aklıma getirdi. Doktorum istersek Cuma gününe kadar bekleyeceğimizi ve tekrar bakabileceğimizi söyledi. Ben ve eşim bunu kabul ettik. Ancak ters giden bir şey daha vardı eşim o hafta işe 4-12 vardiyasına gidiyordu. Yani evde yalnızdım ve her an bir şey olabilirdi. Doktorumla tekrar konuşup durumu anlattık oda bize yardımcı olabileceğini söyledi ve bizi başka bir doktor arkadaşının yanına gönderip eşime 1 hafta rapor aldık ve eve gittik. Eve geldiğimde sezaryen doğum aklıma geldikçe ağlamaya başladım nasıl olurda bir hamilelik boyunca her şey yolunda gittiği halde bu son haftamda böyle bir sorun olur diye ağladım. O an tek korkum sezaryen di. Eşim gelip beni teselli etti. Biraz da olsa rahatlamıştım artık. Hemen telefona sarılıp annemi aradım. Olanları anlatım oda bana istersem bir devlet hastanesine gitmemizi önerdi. Ama o gün geç olmuştu yarın için anlaştık.
20 Şubat 2013 Çarşamba günü sabah 8 de annemi de alıp devlet hastanesine gittik. Hemen muayene için odaya girdik. Doktor muayene etti ve diğer kâğıtlarıma baktı ve bebeğimin makata ters gelişini söyledi. Daha sonra devam etti ve bana ‘’senin ilk gebeliğin olduğu için kesinlik bebeğin 39. Haftadan sonra tekrar doğum yoluna dönmez kesinlikle kendinden normal doğum bekleme herhangi doğum belirtin olursa gel sezaryene alırız  ‘’ dedi ve odadan çıktım. Eşime ve anneme doktorun söylediklerini anlattım. Eşim; “ madem sezaryen olacaksın o zaman senin acı çekmeni beklememize gerek yok“ dedi. Gidip doktorumuzdan sezaryen için randevu alalım dedi bende bunu kabul ettim. Yol üzerinde gelirken halamın yanına uğradık olanları anlattık hakkınıza hayırlısı olsun dedi. Oradan annemi eve bırakıp eşimin teyzesine gittik orada kahvaltı yaptık. Daha sonra öğlen yemeği için yemek hazırladık. Gideceğim hastane oraya yakın diye bir 5 dk gidip gelelim dedik. Hastaneye doğru yola çıktık. Ama içimde acayip bir sıkıntı vardı. Hastaneye vardığımız öğlen arası olduğu için ne doktorum nede asistanı Arzu Hanım vardı. Biraz bekleyelim dedik. Telefon çaldı ve arayan amcamın kızı Büşra aradı olanları duymuş ve nasıl olduğumu merak etmiş onunla bira konuştuktan sonra arzu hanım geldi. Ona sezaryen olmayı kabul ettiğimi ve gün almak isteğimizi söyledim. O da bize Bülent beyin öğleden sonra kliniği kapatıp doğuma çıktığını söyledi ve doğumhaneyi Bülent beyi aradı. Ama Bülent Bey ameliyathaneye doğuma girdiğini söylediler. Daha sonra ameliyathaneyi aradı ve Bülent beyi istedi ona sezaryen olmak istediğimi ve gün almak için geldiğimi söyledi. Bülent Bey ise hemen beni yukarı göndermelerini söylemiş. Arzu hanım bunu bana söylediği an ben ağlamaya başladım. Bu gün olmaz şimdi olmaz diye bağırıyordum eşim ve arzu hanım beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Beni ikan ettikten ten  sonra yatış işlemi için dosya kayıta gittik tabi gidiyoruz ama ben nasıl ağlıyorum. Zaten aklımda olan bir doğum türü değildi ve birde aniden sezaryen olacağım aklımı beynimi yiyordu bu söz. Hemen annemi arayıp anlattım oda benim ağladığımı fark edince korktu tabi ve beni sakinleştirmeye başladı. O arada eşim kayıt işlemleri için uğraşıyordu. Aşağıdaki işlemlerimiz bitince yukarı kadın doğum bölümüne doğru çıktık. Kayıt işlemlerini hemşireye verdik. Ben hala ağlıyordum çünkü sezaryen beni çok korkutuyordu. Oradakiler hemşireler sağolsunlar beni çok iyi teselli ettiler. Onların sayesinde birazda olsa sakinleşmiştim artık. Kayıt işlemleri bitince benim kalacağım odaya  götürdüler. İçeri girdim ve hemşire bana damar yolunun açılacağını ama önce üzerimde hiç bir şey kalmayacak şekilde soyunmamı istedi ve ameliyet önlüğü verdi. Ben işimi bitirdiğimde eşim hala odanın kapısında beni bekliyordu. Eşime seslendim. Önce annemi daha sonrada eve gidip eşyalarımı almasını söyledim. Ve eşimde gitmişti yalnız kalmıştım. Hem sezaryen korkusu hemde yalnızlık korkusu iyice sarmıştı beni. Vee sonunda hemşire geldi damar yolunu açtı. Ben artık iyice kendimi bırakmıştım, sakinleşmiştim. Damar yolu açıldıktan sonra hasta bakıcı sedyeyi getirdi ve artık kızıma gidiyordum. Asonre bindik ve bir üst kattaki ameliyathaneye doğru çıktık. Geldiğimizde ameliyathaneden bir hastayı çıkarttılar. Bayana doğru dönüp baktığımda gözlerindeki yorgunluğu anlamıştım. İçeriye girdik ve beni ameliyat masasına aldılar. Anestezi doktorum geldi iğneyi vurmak için. İşte en çok korktuğum o iğne. Doktor sedyede dik oturmamı ve kenardan ayaklarımı sarkmamı istedi. Eğildim ve doktorum canımın acımayacağını ve sakin olmamı söyledi. doktor iğneyi vurur vurmaz sol kalçamdan parmak ucuma doğru bir sıcaklık indi. Sonra beni sedyeye uzattılar.uzandığımda karşımda bir saatin olduğunu gördüm direk gözüm oraya ilişti. Saat tam 14:35 di. Çok geçmeden doktorum Bülent Bey geldi ve “hazırmısın Emine?“ diye sordu. Sadece hazırım diye bildim. Bülent Bey’in başlıyoruz sesini duydum. O an garip garip sesler duyuyordum.Ve çok geçmeden MELEĞİ mi gördüm..O kadar masumdu ki yavrummm..